Spor alanında bugün hala en çok tutulan maddelerden biri karnitin.
Karnitin vücuttaki yağ yakımını hızlandırmak ve dolayısıyla kilo kaybı
sağlamak bir taraftan da mukavemet gerektiren sporlarda performansı
arttırmak için tavsiye ediliyor.
Lakin gerçek durum öyle mi, bakalım.
Baştan şunu söylemek gerekir ki henüz bu konuda yeterli sayıda spora
yönelik araştırma olmamasına rağmen bugüne kadar yapılanların gösterdiği
ek olarak karnitin kullanımının sporda bir ise yaramadığı.
Karnitin eskiden vitaminlerle alâkası olmamasına rağmen Vitamin T olarak
adlandırılıyordu, vücutta bulunan bir madde. Bir taraftan günde 15mg
kadar karaciğer, böbrekler ve beyinde üretiliyor, diğer taraftan da
besin ile günde 10-70mg arasında, dengeli bir beslenmede ortalama 30mg
(bilhassa et) alınıyor. Vücuttaki sabit karnitin miktarı 20-25g.
Karnitin depolarının %98'i kaslarda, geri kalanı da karaciğer ve
böbreklerde bulunuyorlar. İdrar aracılığı ile günde 20mg kadar karnitin
atıyoruz.
Karnitin kas hücrelerinde taşımacılık yapıyor. Karmaşık yağ asitlerini
yakılacakları (ve dolayısıyla güç sağlayacakları) mitokondriyene taşıyor
(beta-oksidasyon için).
Karnitin pazarlanmasında, yani ek olarak karnitin kullananlara
söylenmeyen şu: Karnitin kas hücresinde daima yeterli miktarda
bulunuyor, yani „karnitinim azaldı“ gibi bir durum kesinlikle söz konusu
değil vücutta. İdrar yoluyla atılan carnitin oranından çok daha fazlası
besin yoluyla alınıyor zâten. Ayrıca vücut fazla carnitini de
depoluyor.
Bugüne kadar yapılmış bilimsel araştırmaların gösterdiği sağlıklı bir
vücutta, ki buna profesyonel sporcular da dahil karnitin eksiği yok, her
zaman yeterli miktarda karnitin var.
Önemli ve gene söylenmeyen bir nokta ağızdan alınan karnitinin kas
hücrelerine ulaşmaması, tam tersine kana karışıyor. Bu da asıl gerekli
olduğu yer olan kas hücrelerinde fazla karnitin mânâsına gelmiyor. Kas
hücresinde karnitin oranı 3-4mmol/litre, kanda 40-60µmol/litre, yani
kanda çok daha az, dolayısıyla ağızdan karnitin alınınca sadece kandaki
karnitin oranı yükseliyor, fakat bunun performans arttırımı falan
konusunda hiçbir faydası yok. Kandaki karnitin idrar ile işlenmeden
atılıyor. dolayısıyla aslında ağızdan karnitin almak parayı sokağa atmak
ile eşdeğer. Nazarî olarak ağızdan alınan karnitinin kana değil de
kaslara yerleştiğini düşünsek bile buradaki yağ yakımını arttırması
gerekmiyor, çünkü karnitinin ne miktarda bulunduğu yağ yakımının ne
derece hızlı olacağını belirleyen ölçü değil. Bu daha ziyâde yağ
sindirimine yardımcı olan Lipaz enzimi ile alâkalı, onun da karnitin
miktarı ile bir bağlantısı yok. Buna ek olarak karnitinin üstlendiği
işlem zâten fizyolojik azamî hızda gerçekleşiyor, yani daha fazla
karnitin, daha yüksek hız mânâsına gelmiyor
Mukavemet sporlarında önemli olan kasın çalışması sırasında yağ
dokusundan ve kısmen kas dokusundan ne kadar serbest yağ asidinin
harekete geçirilebildiği ve yakımın gerçekleştireleceği ne kadar
mitokondriyen bulunduğu. Bu da sadece antrenman ile bağlantılı bir
durum. Ne kadar çok antrenman, o kadar çok mitokondriyen demek.
Bir örnekle açıklama gerekirse: Karnitin taksi, serbest yağ asitleri
müşteriler. Mitokondriyen ise otel, beta oksidasyon, yani yağ yakımı da
otelin cirosu. ağızdan karnitin alımı taksi sayısını arttırmıyor, fakat
dediğimiz gibi arttırdığını farz etsek bile müşteri (yağ asidi)
sayısında artış olmadığı sürece taksi sayısının artmasının hiçbir
faydası yok.
Karnitinin antioksidan ve damar genişletici etkisi var, orası
tartışılmaz. Kezâ çocuklar için karnitin araştırmaları var, değişik yaş
gruplar, çeşitli hastalıklar üzerinde karnitin araştırmaları var.
Yalnız ağızdan sporcuların yağ yakımı ya da güç arttırımı gibi nedenlerle karnitin almasının bir getirisi yok.
0 yorum:
Yorum Gönder