Egzersizin insanlara güç kazandırmasının altında yatan mekanizma tam
olarak bilinmese de temel ilkeleri anlaşılabilir. Bu bağlamda iki
sürecin işlerlik kazandığı görülüyor. Biri Hipertrofi (veya hücrelerin
genişlemesi) diğeri ise sinir-kas ilişkisini geliştiren sinirsel
uyumdur.
Düzenli ve sistematik olarak yapılan egzersiz ve daha sonra bu egzersiz
seanslarını izleyen gerekli prtoeinlerin alındığı dinlenme dönemlerine
maruz kalan kas hücreleri, hipertrofik bir gelişim geçirir (Ancak bu
süreç, hücrelere su girmesi sonucu ortaya çıkan kısa vadeli şişme ile
karıştırılmamalıdır). Kas protein sentezine bir düzelme ve bu
proteinlerin hücrelerin içine işlemesi, kasları geliştiren bir etki
yaratır. Bir kas hücresi kendi sinir hücresi tarafından faal duruma
geçirilince, kasın kasılmasından sorumlu proteinlerin birbiri ile
etkileşimleri - aktin ve miyosin kuvvet üretilir.
Bu kuvvet, protein yapısındaki değişiklikler -güç vuruşu- kanalıyla
üretlir. Üretilen toplam kuvvetin miktarı, kasın tüm hücrelerin içinde
aynı anda meydana gelen güç vuruşlarının toplamına bağlıdır. Aktin ve
miyosin miktarındaki artış, daha şiddetli güç vuruşlarına eşlik ettiği
için, kas daha şiddetli kasılır. Ayrıca, hipotrofi bazı hormonlardan da
destek alır ve güçlü bir genetik bağlantısı vardır.
Kas gücünün yükseltilmesinde sinirsel bağlantılar çok önemli bir rol
oynar. Sinirsel bağlantılar daha fazla kas hücresini devreye sokma
yeteneği gösterir. Ne kadar fazla kas hücresi devreye girerse, o kadar
fazla güç vuruşu ortaya çıkar. Bu süreç çalıştırılmayan kaslarda görülen
ateşleme şeklinden çok farklıdır. Bu gibi kaslarda hücreler tek tek,
sıralarını bekleyerek -senkronize olmadan- ateşleme yapar. Egzersiz
ayrıca baskılayıcı sinirsel geri besleme mekanizmasının becerisini
azaltan bir rol oynar. Baskılayıcı sinirsel geri besleme, kaslardan
doğan geri beslemeye karşı merkezi sinir sisteminin sergilediği doğal
koruyucu bir tepkidir. Bu tür bir baskılama, kasın aşırı çalışmasını ve
alışık olmadığı bir kuvvete maruz kaldığı zaman yırtılmasını önler.
Bu sinirsel uyum, minimal hipertrofi ile azımsanmayacak miktarda bir
kuvvet kazanımına yol açar. Bu tür bir kuvvet kazanımı, egzersiz yapan
kadın ve gençlerde görülür. Ayrıca bu sinirsel uyum, halihazırda varolan
sinir ve kas hücrelerinden yararlanır ve güç kazanmaya yönelik sportif
faaliyetlerin ilk aşamalarında ortaya çıkan güç gelişiminden sorumludur.
Hipertrofi çok daha yavaş bir süreçtir; çünkü yeni kas proteinlerinin
yaratılmasına bağlıdır. Böylece nihai olarak, sürekli ve düzenli yapılan
egzersiz, kas kuvvetini yükseltme bağlamında, sinir ve kaslarda
değişikliklere neden olur.
0 yorum:
Yorum Gönder