Sporcu beslenmesi deyince akla ilk gelen yemeklerden biri şüphesiz
makarna. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği’nin (evet böyle bir dernek
var) 2006 sektör raporunda verdiği tarife göre makarna durum
buğdayından elde edilen irmiğin su ve bazı zenginleştirici maddeler ile
karıştırılması ve istenilen biçimler verilip kurutulması suretiyle elde
edilen yarı hazır gıda maddesi. Makarna buğdaydan elde edilen besinler
arasında ekmekten sonra ikinci sırada gelmekte. Kitabına göre yapılması
gerekiyorsa makarnanın mutlaka durum buğdayından irmik ve su
karışımından yapılması gerekmekte. Durum buğdayının makarnalık
kalitesini, tanenin fiziksel özellikleri, endosperm yapısı, protein
miktarı, enzim aktivitesi ve pigment içeriği gibi birçok özelliği
belirliyor. Nispeten sert durum buğdayının özelliği makarnanın
üretiminde kullanılan irmik için en uygun buğday cinsi olması. Yumuşak
buğdaydan ekmek, tatlı ve pastaları üretmek için kullanılan un elde
ediliyor.
Makarnanın Kalitesi
Makarna kalitesini etkileyen faktörlerin başında, irmiğin üretildiği
durum buğdayının kalitesi geliyor. İrmik ve un arasındaki en temel fark
glüten kalitesinde. Durum buğdayında glüten dayanıklı iken yumuşak
buğdayda glüten çok hassas. İrmikte bulunan glütenin zarı çok sıkı bir
şekilde tel şeklinde örülmüş gibi ve glüten değerinin yüksekliği
makarnanın da kalitesini yükseltiyor.
Ayrıca, iyi kaliteli kuru bir makarnanın rengi altın gibi bir renkte
olmalı ve kırıldığı zaman kuru, net bir ses çıkarması gerekmektedir.
Işık karşısında makarnaya bakıldığında rengin homojen olması (siyah ve
beyaz noktaların, hava kabarcıklarının, çatlakların bulunmaması),
pişirilme esnasında dayanıklı ve esnek olması gerekmekte (eğer glüten
iyi bir kalitede ise nişastanın etrafında bir zar oluşturmakta); böylece
nişastanın makarnanın dışına çıkmasını engelleyip yapışkanlığı
önlemekte, makarna suyu iyice emerek kendi ağırlığı ve hacminin iki
katına ulaşmaktadır. Bunlara ek olarak irmik parçacık büyüklüğü de
makarna kalitesini etkileyen en önemli faktörlerden birisi. En iyi
kalitede makarna üretimi için un içermeyen, irmik bakımından homojen
olan, orta boyutta kaliteli irmikler tercih ediliyor.
Makarna Nereden Geliyor?
Makarna çeşitlerine yerleşmiş isimlere (spagetti, lazanya, tagliatelle)
bakınca makarnanın anavatanının İtalya olduğunu düşünmek olası. Halbuki
öyle değil. makarnanın ataları Asya’dan geliyorlar. Bilinen en eski
makarna târifi 4000 küsur yaşında ve Çin kaynaklı. Bâzı kaynaklara göre
Marco Polo 1290 yilinda makarnayı Çin’den Avrupa’ya, daha doğrusu
Venedik’e taşıyan isim, spagetti ismi de „ince ipçikler“ mânâsına
geliyor. makarnanın 1250 yıllarında Cenova’da Alman fırıncılar
tarafından satıldığına dair rivâyetler de var. İtalyanlar “maccaroni”
diye şikâyet ede ede alıyorlarmış, “maccaroni” “çok pahalı” demek.
Makarnalar Ve Sporcu Beslenmesi
Makarnalar sporcular tarafından bilhassa karbonhidrat (seker ve nişasta)
deposu oldukları için çok tutuluyorlar. Zâten bu özellikleri onları
spor esnasında bir numaralı enerji kaynaklarından biri yapmaya yetiyor.
Karbonhidratlar kaslar tarafından yağlara oranla 4 kat daha hızlı
kullanıldıkları için âcilen enerjiye ihtiyaç duyulan anlarda çok
önemliler.
Makarna kalori açısından oldukça sağlıklı bir besin. Pişirilmeden
tartılacak şekilde 100g makarna yaklaşık 350kCal içeriyor. Yağ oranı
sadece %3 iken karbonhidrat oranı %70 civarında. Proteinler makarnanın
%10’unu oluşturuyorlar. Bunlara ek olarak demir, magnezyum, kalyum ve B
ile E vitaminleri de makarnalarda olan maddeler.
Ne Kadar Makarna Yemeli?
Uygun miktarda makarna, yemeğin türüne göre değişiyor elbette. Çorbada
kullanılacaksa kişi başına 20-30g yeterli iken, ana yemeğin yanında
yenileceklerse 80-100g gerekebiliyor. Ana yemek olarak makarna yenecekse
kişi başına
100-150g civarında makarna hesaplamak gerekli. Haliyle gerekli olan
makarna miktarı kullanılacak sosla da ilintili. Makarnaların aslen
tadının olmaması onları her tür sos ile rahatça yemeye, değişik tadlar
denemeye imkân tanıyor. Hafif bir sos nispeten fazla makarna ile
yenebilirken ağır soslar daha az miktarda makarna ile yeniyorlar.
Nasıl Hazırlamalı?
Makarnayı hazırlamanın öyle aman aman bir yöntemi olmasa da birkaç
noktaya dikkat etmekte fayda var. Makarnalar tuzlu suda haşlanmalılar.
100g makarna için yaklaşık 1 litre su gerekiyor, beher litre su için de
bir tatlı kaşığı tuz. Suya ayrıca makarnaların yapışmaması için yağ
konmasına gerek yok. Makarnalar ancak su kaynadıktan sonra suya
atılıyorlar, düzenli aralıklarla karıştırılıyorlar ve mümkünse suyun ilk
kaynamasından sonra ateşin altı kısılıyor. Genel olarak makarnanın ne
kadar süre ateşte kalacağı paketin üzerinde yazmakla beraber arada
sırada makarnayı ısırıp ne kadar piştiğini kontrol etmekte fayda var.
Bâzı makarna çeşitleri süzüldükten sonra yumuşamaya devam edebiliyorlar.
Pişmiş makarnalar büyük bir süzgeçte süzülüyor ve biraz
silkeleniyorlar. Bundan sonrası kişinin zevkine kalmış. Makarnaları
içinde tereyağı ya da sıvı yağ kızarmış tencereye tekrar atıp çeşitli
soslarla karıştırmak mümkün.
Makarna Şişmanlatır mı?
Son yıllarda karbonhidrat düşmanlığı diyet endüstrisinin olmazsa
olmazlarından oldu. Dolayısıyla hangi kadın dergisini açsanız, hangi
gazetenin hafta sonu ekini karıştırsanız “karbonhidratları azaltın,
makarna yemeyin” türünden bir tavsiye ile karşı karşıyasınız. Halbuki
yukarıda verdiğimiz besin değerlerine bakınca aslında makarnanın hiç de
şişmanlatıcı bir etkisi olmadığı aşikâr. Peki nereden geliyor bu
rivâyet? Elbette soslardan. Genel olarak makarnalara konulan soslardaki
yağ oranı oldukça yüksek ve bu soslar makarnanın kalori karnesini birden
yukarı doğru zıplatabiliyorlar. Dolayısıyla bir perhiz esnâsında
makarna yemenin sakıncası yok, lâkin üzerine ne koyduğunuzun (sadece
salça mı yoksa tam teşekküllü bir sos mu?) çok önemi var.
Türkiye Ve Makarna
İnsana ilk bakışta garip gelebilir ama Türkiye makarna üretimi ve
tüketimi konusunda dünyadaki belli başlı ülkelerden biri. 2005 yilinda
Türkiye İtalya (3,1 milyon ton), Amerika (1,2 milyon ton), Brezilya (1
milyon ton) ve Rusya’dan (860 bin ton) sonra yıllık 500 bin ton üzerinde
bir miktar ile dünyada makarna üretiminde 5. sırada yer alıyor. 2006’da
üretim 600 bin tonu geçmiş. Toplam dünya makarna üretiminin 10,7 milyon
ton olduğu düşünülürse dünyadaki makarna üretiminin yaklaşık 20’de biri
Türkiye’de demektir bu. Türkiye’de üretilen makarnaların üçte biri
çubuk makarna (spagetti), geri kalanı kesme makarna. Ülkemizde makarna
üretimi Cumhuriyet Döneminde başlamış. Önceleri tamamı ev yapımı olarak “
ERİŞTE “ adı altında tüketilen makarnanın sanayi olarak Türkiye’ ye
giriş tarihi de 1922 yılı.
Olayın tüketim tarafında ise nispeten daha gerilerdeyiz. Burada da
beklendiği üzere dünyada en fazla makarna yenen ülke İtalya (kişi başına
yılda 28 kilogram). İtalya’yı Venezuela (13 kilo) ve Tunus izliyor
(11,7 kilo). Türkiye’nin kişi başına yıllık makarna tüketimi 1962
yılında 1,2 kilo iken, 1978 yılında 3,9 kiloya, 90’lı yılların başında
4,3 kiloya, 2006 yılında ise 5,8 kiloya yükselmiş.
Makarna hakkında yazı yazıp da spagettiydi, lazanyaydı diye bahsedip
geçerken Türk mutfağında da haliyle bayağı zengin bir makarna ailesi yer
etmiş durumda. Uzun makarna (çubuk, lazanya, yassı, uzun, erişte vb.),
kısa kesme makarna (tırtıl, burgu, kabuk,boncuk, erişte, fiyonk, kuskus,
kalem, mantı vb.) ile şehriye (tel, arpa, yıldız) Türk mutfağında yer
alan makarna ailesi üyeleri. Bunların içinde sanırsak bilhassa eritse ve
şehriye batı mutfaklarında yer almamaları nedeniyle daha bir “bizden”
kabul edilebilirler.
0 yorum:
Yorum Gönder